21 Mayıs 2013 Salı

sarhoştum sanırsam

sarhoştum
geçen cumayı
cumartesine bağlayan gece
-artık hangi gün sayılıyorsa-

öyle sarhoştum ki hatta
her gecenin bağlandığı günler
sallanırken beşiktaş iskelesinde

ve ışıklar yanıp sönerken kafamda

küçük bir salonda
yırtık bir kanepede
birilerini özlemeyi diledim.

sonra tabi vapur geldi
bağırdı bir de tüm gücüyle

bir aralar bir fizik sınavı vardı
çirkin bir günlerden birinde

güzel bir gecenin bağladığı
çirkin bir gün.

26 Nisan 2013 Cuma

Sarhoştum Yine



Şarhoşum yine
Bir Cumartesi sabahı
Küçücük salonumun ortasındaki
Yırtık Kanepede

Oysaki az da içmiştim
Ne de olsa uyanınca geçer diye
Bir yanlışın var kaptan
Tek değil o, Duble

İştah açıcılardan ne alırsınız?
Ben “elbet bir gün buluşacağız” alayım,
İnanayım bu yalana bu gün de
Her seferinde biraz daha alkol ile

Oysaki geçen gece,
Öyle de inanmıştım ki geleceğine
Ta ki bu sabah
Ben yine yırtık kanepemde

Sarhoştum yine
Beni ben yapan senden uzak
Esmer tenli kumralımdın düşlerimde
Yanımda olup bana kahve yapacak

20 Nisan 2013 Cumartesi

Yüzeysel Bir Yazı

Hersey derin geliyor bu aralar bana. Bir kasik su bir okyanustan derin, yoluma cikan her camur dolu cukur bir ucurumdan derin geliyor. Haberler, gazeteler, sayfalar dolusu onca bombos yazi bile bana derin geliyor, satir aralarinda boguluyorum bazen, halbuki hersey apacik ortada. Goz gore gore uyutuyolar ki
biz nasil uyuttuklarina dikkat ederken neden uyuttuklarindan bihaber sekilde kapatıyoruz gozlerimizi olana bitene. Uykuya direnenler oluyo da noluyo dersiniz? Siz hic merak etmeyin, herkesten once ilgileniliyor onlarla. Hersey apacik ortada halbuki; sessizlestirilmis bagrislar, susturulmus yakarislar arasinda olup bitiveriyor hersey. Herkesin haberi var, bu o kadar da derin degil. Yapan kendine derin dese de uyutulan derin uykusunda bir iç cekse de olanlar hic de derin degil. Hepsi apacik ortada ama uyandiklarinda hepsi geçmiş olucak ve anlayaycaklar ki hersey icin cok geçmiş...

Kartal to Kadıköy

Camasirsuyu kokusundan nefret ederim. Minibuste yanima oturan ve bos kafasinda olusturdugu siyahsi gorusunu kiyafetleti de yansitan kadindan gelen buram buram camasir suyu kokusu kadar itici birsey yoktur. Olur da yakin durakta iner diye beklerim oysaki o son duragin ismini soyleyerek parasini uzatmis, para ustu olan 15 kurusu beklemektedir. Sicak bir yaz gununde sofor haliyle kapi acik gidince olusan hava akisi tum minibusun camasir suyu kokmasina neden olmustur ve ben hala ne yapsam da yanimdan uzaklassa diye dusunurken yandan bir ses "inebilir miyim?" der. 

Bu yanimdaki kadina ait olsaydi bugun hala koku alabiliyor olurdum.

 -7 dk sonra - 

İndi be Hele Şükür!

Bir Erguvanın Sessiz Haykırışları

Onlarca calinin icinde erguvan gibi hissediyorum kendimi, 
Adeta bir yabanci. 
Cevremdeki yesil hakim tona aykiri bir eflatun gibi haykirircasina. 
Buraya ait hissetmezken kendimi, sorgulayan bakislar altinda yapayalniz...

Değişen Ben mi Çevrem mi?

Degistim ama gerekli miydi? 
Hatalarimdan ders aldim ama degisrdigim seyler gercekten hatalarim miydi yoksa beni ben yapan unsurlar mi? 
Beni bugune kadar tasiyan degerlerimden mi vazgectim yoksa kendimi bulma yolunda bir adim mi attim. Bilmiyorum,
Guvenemiyorum.
Hersey cok karisik.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Sakal V

Sakal bırakır Ali şimdi
ve tarar bazen sabahları
dedesinin tarağıyla

dedesinin ceviz kokan
safran sarısı
yağıyla.

Dükkanını da rahatsız eder arada
eski tozlu dükkanını.

Eski bi silah vardır rafta
eski güzel bir kadının resmi

-- eski güzel anılar kafasında
güzel bir kadın yanında
güzel bir silah belinde

öldürmeyi ölmeyi
düşünmez Ali

henüz.