3 Kasım 2012 Cumartesi

Ses kayıtlarımızı gözlerimiz dinlerdi bizim

Şiirlerimi odamın duvarlarına yazardım hep. Dört duvarım vardı anca. Sonra sen oldun duvarlarım, sana yazdım şiirlerimi bende. Yüzündeki solmuş gülümsemenin verdiği hazdı sigaradan aldığım. Belki renklenir diye daha fazla çekerdim içime onu da. Tonuna uymayan dilsiz bir vokalin, akordu olmayan bir klavyenin oluşturduğu iki kişilik bir caz grubuyduk biz. Cazı caz yapmak için atardık sololarımızı. Önce ben ucu kırık kalemimle yapardım atışımı kahve lekeli sayfalarıma, sonra sen söndürürdün sigaranı omzumda. Düz duvarda düzüşen at sinekleriydi benim aklımdaki ucuz şarapla kafa olduğumda. Beğenmeyip de yiyişiriz diye çıkamadığımız filmdi makinemden çıkanlar. Ve düz duvarda düzüşen at sinekleriydi benim aklımdaki pahalı viski ile kafa olduğumda. Gençtik fakat ölecektik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder