6 Mart 2012 Salı

Sakal

I

işinden memnundu Efrahim Usta
her ne kadar dükkanına gelen her müşteri
adını İbrahim sansa da
aldrımazdı o artık bunlara, alışmıştı insanlığa
ve o kadar görüp geçirmişti ki
isminin yanlış söylenmesi
onun canını sıkacak en son şeydi
yalnız başınayken dert edecek
daha büyük şeyleri vardı bu yaşlı yahudinin
bir başına, karanlıkta
sakalını sıvazlarken

II

Efrahim Usta severdi ya sakalını sıvazlamayı
aklına nasırlı parmaklarının ucuna batınca gelen
o derin bir ah çektiren anıları sevmezdi
sevmezdi ya aklından çıkıp gitmezdi onlar da
aksi bir sakız gibi beyninin en kuytu köşelerine yapışır
adamı iyice huzursuz ederdi

yine böyle tek başına sessizliğe ve karanlığa gömülmüş
sakalının iyice beyaz olmuş telleri arasında
soğuktan kaskatı kesilmiş parmaklarını gezdirirken
beynine yapışan sakızdan bir anlığına uzaklaşıp düşündü
derince ve iyice düşündü
o kadar derindi ki bu düşünce
marangozhanenin o tozlu havasını
ciğerlerine çekmeyi bile unutmuştu
ve sonunda içinde kalan birazcık solukla
"ne önemi var ki Efrahim" dedi
"ne anlamı var böyle yaşamanın"
gözü dolabın kuytu bir köşesinde
karanlıkta unutulmuş soğuk baba yadigarı tabancaya gitti

III

durdu
şöyle bir kafasını salladı
yapabilir miydi?
kendisi gibi herkesin unuttuğu bir kuytuda bulunan
o zavallı altıpatlara bir yakınlık hissetti birden
metal soğukluğunu hissetti içinde
düşüncesi bile kötüydü
yıllar sonra o barutu böyle kullanmanın
kötüydü ya huzurlatıcıydı da
vah dedi kendi kendine
bitmişim ben
şundan sonra
yaşasama ne yazar
yaşamasam ne
ağırca doğruldu oturduğu sandalyeden
sigara kokan o eski yırtılmış kumaşı avucunda hissetti
derisinin ne farkı kalmıştı ki o kumaştan
dolaba doğru attığı her ağır adım
sanki zamanı gittikçe yavaşlatıyordu
ve yerdeki eski parkeler
gitgide kulağında çınlayan bir gıcırdama çıkarıyordu
yanağından bir göz yaşı aşağıya süzüldü
tenini ısıtarak
varmıştı artık döküntü dolaba
başını rafa doğru kaldırdı, öylece bakakaldı
yutkundu
tükürüğü boğazını yakarak aşağı ilerledi
bıkmıştı artık
sakalını sıvazladı uzun bir süre
sonra da yaşamak tatlı şey be dedi
yapamam ben böyle şeyi

hayat bu ya
ne olacağı belli olmaz demişler
üç gün sonra da
kanserden öldü zavallı Efrahim Usta
mezar taşına İbrahim yazıverdiler

1 yorum:

  1. çocuk sen ne yaptın? ne oldu seni böylesine eski istanbul kokularına sürükleyen?

    YanıtlaSil